Hava Durumu
Aranan Kelime : Aramayı Bitir
Site İçi Arama
  Ayla Tetik

          aylaguven8@gmail.com
         TÜRKİYE, AİHM VE İSTENMEYEN ADAMLAR

 

Halen tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması için ortak bir bildiriyle Türk hükümetine çağrı yapan büyükelçileri Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni hedefiydi ve gündeme bomba gibi düştü… 

Ne yazıyordu bu bildiride ve hangi ülkeler imza koymuşlardı hatırlayalım;

"Bugün, Osman Kavala'nın tutukluluğunun başlamasının 4. yıl dönümü. Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor.

"Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak birlikte, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz."

Büyükelçiler, Erdoğan’ın çıkışından önce Dışişleri Bakanlığı’na çağrılıp, "hadsizlikle ve Kavala davasını siyasallaştırmakla" suçlanmıştı. Büyükelçiler ise; yaptıklarının görevlerini yerine getirmek olduğunu, bunun iç işlerine karışmak olmadığını, AİHM kararlarının uygulanması için hatırlatmada bulunduklarını söylüyorlar.

Erdoğan konuyu milli mesele olarak adlandırdı ve Türk halkından da aldığı güçle o sert söylemlerinden birini yaptı; "Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. On tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, -bunu nasıl bıraktırırız- gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş, Kavala’yı bırakın... Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun?" sözleriyle tepkisini sertçe dile getirdi.

Erdoğan, söz konusu on büyükelçi hakkında Türkiye’nin uluslararası diplomatik anlaşma ve kurallara göre persona non grata (istenmeyen adam) ilan edilme prosedürünün başlatılabileceği mesajımı verdi? Bu durum Ankara’yı Batı dünyasından koparmanın eşiğine getirebilirdi.

Siyasal bir organ olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarını uygulamayan ülkelere baskı yapabiliyor. Komitenin bu sorumluluğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayanıyor.

On büyükelçinin gönderilmesi savaş dönemleri dışında Türkiye tarihinde hatta dünya tarihinde görülmemiş. Şayet bu on büyükelçi ülkelerine gönderilirse aynı ülkelerdeki Türk büyükelçileri de Ankara’ya gönderilebilir demek. Bunu hangi ülke göze alabilir? Büyük risk!

On büyükelçinin Türkiye’de kalmasının kriz pahasına istenmediği netti. Dünyada bir örneği olmayan bu durumun sonuçları son derece sert olabilecekti. 

Erdoğan’ın büyükelçilere çıkışı Türkiye'nin AB ve ABD ile ilişkilerini derinden sarsabilir, batıyı karşımıza almak doğru mudur? Avrupa Konseyinden çıkarılabilir miyiz? Soruları cevap aramaya başladı doğal olarak.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 30 Kasım’da yapacağı toplantıda Türkiye hakkında "ihlal prosedürü" başlatabileceğine ilişkin haberler Ankara’ya ulaştı. AİHM, Türkiye’nin mahkeme kararlarını uygulamadığı ve bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği yönünde karar alabilir ve Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılmasına kadar uzanabilecek bir dizi yaptırım hayata geçirilebilir telaşı başladı bazı kesimlerde ve muhalefet partilerinde.

Diplomasi bir yana bu durumun ekonomik boyutu da vardı ve büyükelçileri 'istenmeyen kişi' ilan edilen ülkelerden bazıları, Türkiye ile ticaret hacmi en fazla olan ilk 10 ülke arasında bulunuyordu. Ekonomide çalkantılı bir dönemden geçen Türkiye'nin bu ülkelerle yaşayacağı diplomatik bir kriz ekonomiye de olumsuz yansıyacaktı.

Peki Moskova bu olanları nasıl izliyordu? Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerinin krize dönüşmesi Moskova’nın işine gelir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan milli mesele olarak gördüğü bu durumda geri adım atmayacağını gösterdi. Peki büyükelçiler geri adım atar mıydı?

Muhalefet partilerimizin halen öğrenemediği ama batı ülkelerinin uzun zamandır ezber ettiği “Erdoğan’ın milli mesele dediği konularda geri adım atmaz” algısının sonucu olarak büyükelçiler geri adım atarak diplomasi kanalını devreye sokup görevden alınma pahasına konuyu başlattıkları gibi çözdüler. Hadi geçmiş olsun…

 

Yorum Ekle


Türkiye, AİHM ve İstenmeyen Adamlar Kızılay Hakkında Bol Bilgili Ol!.. Güçlü Kadın Güçlü Türkiye… O Gerçek Bilim İnsanının tanımıydı… COVİD-19 (Korona Virüs) Sağlık Çalışanları İçin Meslek Hastalığıdır Değişimin Liderini; İnsan, Sağlık ve Eğitim Belirleyecek Türkiye'nin Ekseni Nasıl Değişecek? Krizler bazen fırsatları birlikte getirir.. Perakende pazarının geleceği Yine, Yeniden Gergin 1 Mayıs…