Hasan Perioğlu/Güncel Posta
Fransız futbol adamı Fabien Comolli Fenerbahçe ile çalışmaya başlayınca gazete manşetleri kendisini adeta ‘’Futbolun Atatürk’ü’’ gibi yazmaya ve anlatmaya başladılar.
Fransız hayranlığı bizde Osmanlı’nın son döneminde başladı, Cumhuriyetin ilk yıllarında elit bir yaşam tarzı ve kültür akımı olarak yaşandı.
Fenerbahçe'ye transferi söz konusu olan her futbolcu Damien Comolli’nin olağanüstü başarısı imiş gibi yazıldı ve Fransız futbol adamı Rusların efsanevi keskin nişancısı ‘Vasily Zaytsev’ gibi bir efsane oldu. Comolli döneminde Fenerbahçe’ye en az 30 futbolcu transfer edildi ve o isimlerden işe yarayıp hala forma giyen sadece iki futbolcu olan Altay ile Gustavo’nun heykelleri dikilmeli!
Biz, ‘Güncel Posta spor servisi olarak ‘Fransızcayı ve Comolli’yi çok iyi bilip, Fenerbahçe’ye zarar verildiğini açıkça erkenden yazdıysak da Fransız menajer Fenerbahçe’ye verdiği zararlar yanında kâr kalarak kulüpten ayrıldı.
Yerine 2. Comolli (Emre Belözoğlu) geldi ve bu sefer de yine 30’a yakın futbolcu transfer edildi ve hiçbiri eleştirilmeden, hepsi yeni Futbol idari menajer Emre Belözoğlu’nun olağanüstü başarısıymış gibi boyalı medyada yer buldu!
Sonuç malum; ülkemde her nedense başarısız insanların daha üst makamlara terfi etmesi moda oldu ve son adayımız da Emre Belözoğlu. Hiç kimse ‘Emre bu kadar başarısız transferleri yapıp arkasından takımı yönetmeye çalışmamalı’ demeyecek mi?
Aklıma bu dönemlerde sıkça konuşulan ‘siyaset spora mı karıştı’ sorusu gelmiyor değil.
Şenol Güneş’in TFF’ye el atıp tavsiyelerde bulunarak ‘Teknik Direktörlük şartlarının’ güncellenmesini istemesi en doğru karardır.
